İsrail ile Filistin neden savaşıyor?
İsrail Filistin’e neden saldırıyor?
İsrail,
yeniden Filistin topraklarına saldırdı. İsrail saldırılarında Gazze’yi
hedef aldı. İsrail’in Gazze’ye havadan yaptığı saldırı sonucu pek çok
Filistinli sivil hayatını kaybetti. Çok sayıda yaralı var. Hamas ise
İsrail’e misilleme yaptı. 3 İsrail askeri öldürüldü. Peki İsrail
Filistin savaşının nedenleri neler? Neden İsrail Filistin’e saldırıyor?
İsrail yeniden Filistin halkına saldırdı. Hava saldırısıyla Gazze’yi
ablukaya alan İsrail’in saldırıları sonucu pek çok Filistinli hayatını
kaybetti. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ''İsrail'in Gazze'deki
saldırıları, gerekirse İsrail Ordusu'nun, önümüzdeki günlerde askeri
operasyonlarını genişletmeye hazır olduğu yönünde açık bir mesaj
niteliği taşıyor'' dedi. Peki İsrail neden Filistin’e saldırıyor? İsrail
Filistin neden savaşıyor? İşte bu soRuların cevabı
GENEL İDEOLOJİK SEBEPLER
1- Hem İsrail tarafı hem de Filistin tarafı Yahudilerce ve Müslümanlarca kutsal olan kudüs’e sahip olma istekleri.
2- Her iki devlette bağımsızlıklarını ve güvenliklerini sağlamak istemesi
3- Her iki devletin ekonomik,sosyal,siyasal,hukuksal ve kültürel bağımsızlıklarını sağlamaya çalışması ve istemesi
4- Her iki devlette uluslar arası alanda bağımsız bir politikaya sahip olmak ve uluslar arası kurumlarca tanınmak istemesi
5- Her iki devlet; dünya üzerindeki diğer devletlerce tanınma çabası.
İSRAİL’İN İDEOLOJİK SEBEPLERİ
1- İsrail dünya üzerindeki büyük çoğunluğunun Yahudi olduğu tek
devlettir. Bu sebepler geçmişte yaşamış oldukları sorunları tekrar
yaşamamak için bir güvenlik politikası izlemek.
2- İsrail’in Yahudi dini gereği kutsal sayılan kudüs’e sahip olmak istemesi.
3- Yayılmacı bir politika izleyen İsrail devlet sınırlarını genişletme çabası.
4- İsrail’in tarım alanlarının fazla olmaması nedeniyle Filistin tarafındaki bazı alanları ele geçirme çabası
5- İsrail yönetiminin arap ülkeleri arasında sıkışmış olmasından
dolayı gelebilecek hertürlü tehlikeye karşı saldırgan bir politikası
izlemesi.
6- İsrail devletinin büyük vaatedilmiş topraklar projesi
7- Ekonomik,siyasi,askeri,gıda,sosyal yönden kendine bağlı bir Filistin devleti istemesi
8- Bulunduğu bölgede kendi sözünün geçerli olması ve baskın bir güç haline gelme çabası
9- Kendi halkının refahını ve güvenliğini sağlamaya çalışması
10- Tarihten bu yana her dönemde itilip kakılan İsrail (Yahudi)
halkının eski günlere dönmek istememesi, bundan dolayı sürekli saldırgan
bir politika izlemesi
11- israilin amacı hem hem filistin topraklarına sahip olmak,hemde
bölgenin emperyalist gücü olarak ortadoğunun zenginliklerinden
faydalanmak istemesi
12- İSRAİL İDEOLOJİSİ KURULDUĞU TARİHTEN (14 MAYIS 1948) BERİ DIŞ
POLİTİKADAKİ TEMEL SORUNU DÜŞMANLARLA ÇEVRİLİ BİR BÖLGEDE (ARAP
COĞRAFYASINDA) BEKASINI SÜRDÜRME VE GÜVENCE ALTINA ALMA ÇABASI OLMUŞTUR.
FİLİSTİNİN İDEOLOJİK SEBEPLERİ
1- Bağımsız bir Filistin devleti isteği
2- Ekonomik siyasi askeri kültürel bağlamda bağımsız bir politika amaçlaması
3- Müslümanlarca kutsal olan Kudüs’e sahip olma isteği
4- Kendi içindeki toplumsal sorunları çözme çabası ve dışa bağımlı
olmadan düzenli bir devlet sistemini oluşturmaya çalışması
5- İsrailin her seferinde içişlerine karışmasından duyduğu rahatsızlık
6- İsrail saldırılarının sebep olduğu can kayıplarına karşılık öç alma düşüncesi
7- İsrailin siyasi oyunlarla iç kargaşa çıkarması ve bu iç
kargaşanın verdiği düşünceyle sürekli saldırgan bir politika izlemesi
8- Uygulanan ambargo ile fakirleşen halkın çıkardığı isyanlarla
sürekli iç çatışma ve kutuplaşma yaşayan Filistin, israile karşı
mücadele etmesi ve bu ambargonun kaldırılması istemi
9- Diğer Müslüman(arap) ülkelerinin ; Iran, ırak, Suriye,Lübnan,
vb ülkelerin verdiği destekle sürekli sivrilmesi ve israile savaş açması
10- İsrail’e karşı kaybettiği toprakları geri alma çabası
Dipnotlar: 1; İsrail Filistin savaşının asıl nedenlerinden biride bir
Ortadoğu klasiği olan ele geçirme politikasıdır. Ortadoğudaki diğer
devletler kendilerinden daha güçlü bir devlet statüsünü kabul
etmemektedirler. Bundan dolayıdır ki İsrail Filistin savaşından her iki
tarafıda ara ara desteklemektedirler. Bazen Filistin’e gıda ve silah
yardımı bazen de israile yardım etmektedirler.
ULUSLAR ARASI HUKUKA GÖRE ANALİZİ
-uluslar arası hukuka göre israil’in filistin’e orantısız güç uygulaması yanlış bir gelişmedir.
-filistindeki bazı kutupların israille sürekli savaş haline olması ve
filistine ara ara terör saldırıları şeklindeki saldırıları sivil halkı
etkilemektedir. Uluslar arası hukukta terör suçuna girmektedir.
-israil in operasyonlar sivil halk üzerine bomba yağdırmasıda katliam
denebilecek seviyede ve uluslar arası hukukta yargılanması
gerekmektedir.
-filistinde ki bazı grupların ortaya çıkası ve terör olayları gibi
sivil halkı hedef alarak yaptıkları saldırılar uluslar arası hukuka göre
suçtur ve yargılanmalıdır.
İSRAİL FİLİSTİN SAVAŞLARI:
BM Genel Kurulu'nun 1947'de Filistin topraklarının Araplar ve Yahudiler
arasında bölünerek, Kudüs'e uluslararası statü tanınmasını onaylandı.
Bu kararın ardından da 14 Mayıs 1948'de bağımsız İsrail Devleti'nin
kurulduğu dünyaya açıklandı.
1947'ye kadar haritalara Filistin olarak yansıyan bölgede, geride kalan
61 yıl içerisinde dengelerin nasıl değiştiğini anlamak için aşağıdaki
haritalara bakmak yeterli.
Aslında bölgede her şey 1917 yılında imzalanan ve Osmanlı'dan kopuş
anlamına gelen Balfour Deklarasyonu'nun imzalanması ile başladı.
İngiliz bakan Arthur Balfour, Siyonistlerin lideri Lord Rotshild'e
resmi bir mektup yazdı. Bu mektupta Balfour kendisinin ve İngiltere'nin
Filistin'de bir Yahudi devleti kurulması için Siyonistleri sonuna kadar
destekleyeceğini yazıyordu. Bu mektup 'Balfour Deklarasyonu' olarak
tarihe geçti.
Bu deklarasyon uyarınca Yüz binlerce Yahudi Siyonizm projesi kapsamında İngiliz mandası altındaki Filistin'e göç ettiler.
Planlı Yahudi göçü ve bunun sonucunda Filistin'de Arapların 6'da 1'i
kadar çoğalan Yahudi nüfusuna karşı bir tepki olarak Nisan 1920'de iki
büyük Filistin ayaklanmaları yaşandı.
1947de İngiltere, Filistin sorununun çözümünü Birleşmiş Milletler'e
devretti. Birleşmiş Milletler Filistin'i iki parçaya bölüp %56.5unu
Yahudilere,%43.5'unu Araplara vermeyi teklif etti. Filistin bu fikre
sıcak bakmamasına rağmen, 33 ülkenin oyuyla bu plan kabul edildi.
15 Mayıs 1948de İngiltere Filistin'de mandalık yönetimini bitirmek
istediğini duyurdu. Yahudi militanlar 1948 yılının Aralık ayında
Filistin'in Arap köylerinde etnik temizlik başlattılar. İsrail
bağımsızlığını 14 Mayıs 1948de ilan etti.
Siyonist Irgun ve Lehi örgütlerinin militanları 9 Nisan'da Deir Yasin
köyünde katliam yaptıktan sonra binlerce Filistinli Lübnan, Mısır ve
Batı Şeria'ya kaçtı. İsrail bağımsızlığını ilan ettikten bir gün sonra
Ürdün, Mısır, Lübnan, Irak ve Suriye İsrail'e saldırdı,ama İsrail
orduları onları geri püskürttü. Bu savaşlardan sonra Mısır Gazze'yi,
Ürdün Kudüs etrafında küçük bir bölgeyi ve Batı Şeria'yı aldı. Bunlar
Filistin'in %25iydi.
1964'de Filistin Kurtuluş Hareketi kuruldu.
5 Haziran 1967de 6 gün savaşı başladı. Orta Doğunun haritası bu savaşta
değişti. Israil Gazze ve Sina yarımadasını Mısır'dan, Golan tepelerini
Suriye'den aldı ve Batı Şeria ile Doğu Kudüs'ü işgal etti. İsrail
toprakları bu savaştan sonra neredeyse 2 kat büyüdü. Birleşmiş Millet bu
savaştan sonra 242. kararını alıp İsrail'in bu savaşta kazandığı
toprakları işgal edilmiş olarak kabul ederek, bir an önce çekilmelerini
istedi ancak İsrail, 500.000 Filistinli'nin mülteci durumuna düştüğü bu
savaş sonucunda işgal ettiği topraklardan çekilmedi.
1968'de Yaser Arafak Filistin Kurtuluş Örgütü'nün başına geçti. 1974te
Yaser Arafat Birleşmiş Millet Güvenlik Konseyi'ndeki ilk konuşmasını
yapıp barışçıl isteklerini vurguladı.
1977de Irgun ve Lehi örgütlerinin mirasçısı Likud, İsrail seçimlerini
kazanıp iktidar partisi oldu. Likud, Israil'in bütün vaadedilmiş
topraklara (Ürdün, Filistin, Irak, Suriye, Lübnan ve Mısır ile Türkiye
ve İran'ın bir bölümü) yayılması gerektiğini savunuyordu. O zamanki
tarım bakanı olan Ariel Şaron da Likud partisindendi.
1979de Mısırlı başkan Enver Sedat Israille barış anlaşması imzaladı ve
böylece Mısır, İsrail'i tanıyan ilk Arap ülkesi oldu. Bu anlaşma
çerçevesinde Gazze Filistinliler'e verildi.
1982de Ariel Şaron, İsrail-Lübnan savaşını başlattı. Falanjistlerin de
desteğiyle Sabra ve Şatilla mülteci kaplarına girerek tarihin en büyük
katliamlarından biri gerçekleştirildi, binlerce Filistinli sivil
öldürüldü. Sabra ve Şatilla kamplarında öldürülen sivillerin
görüntüleri, insanlık tarihine kapkara bir lEke olarak geçti.
1982'de İsrail, Lübnan'a karşı savaş ilan etti.
1987de Gazze'de Intifada adındaki ayaklanma başladı. Kısa bir süre
sonra intifada Batı Şeria'ya da yayıldı. Aynı yıl, Filistin'de Hamas,
Şeyh Ahmed Yasin'in önderliğinde kuruldu. 1988de Filistin Özgürlük
Topluluğu Arafat'ın liderliğinde Birleşmiş Milletlerin 242. kararını ve
Filistin'de iki devlet fikrini kabul etti.
1992de Israil'de İşçi partisi iktidara gelince bir barış süreci de
başlamış oldu. 1993te İsrail ve Arafat Oslo Barış Anlaşmasını
imzaladırlar. Bu anlaşmanın sonucunda Arafat sürgünden kurtulup
Filistin'e geri döndü. 1994te Filistin Özgürlük Harekâtı ve İsrail
Kahire'de görüştü. Bu görüşmelerde yapılan anlaşmanın sonucunda
İsrail'in Gazze'nin çoğunu ve Batı Şeria'daki Erila şehrini Filistin'e
bırakmasına karar verildi.
Eylül 200'de Ariel Şaron'un Mescidi Aksayı ziyaret etmesi,
Filistinliler arasında büyük bir öfkeye ve protesto gösterilerine yol
açtı. Bu olay 2. İntifadanın başlangıcı oldu.
2006-2007 yılları arasında Bu kez El Fetih ve Hamas arasındaki
çatışmalar gündeme demgasını vurdu. Bağımsız Filistin için mücadele eden
bu iki gücün birbirine düşmesi İsrail'in de işine yaradı.
2007 yılında Arafatın ölümünden sonra yerine geçen Mahmud Abbas ile Şimon Peres, Annapolis'te bir araya geldi.
İsrail, 27 Aralık 2008'de, Yahudilerce 'düğme dikmenin' bile yasak
olduğu cumartesi günü Gazze'ye 'Dökme Kurşun' adını verdiği bir
operasyon başlattı. Bir hafta havadan devam eden bombardımana bir hafta
sonra kara birlikleri de dahil oldu.
Dünyanın en büyük toplama kampı olarak nitelendirilen Gazze'de nüfus
yoğunluğu o kadar yoğun ki bir metrekareye 5 Filistinli düşüyor.
Hamas'ı hedef aldığını iddia eden İsrail'in tonlarca bomba attığı
Gazze'de ölü sayısı her geçen dakika artmakla birlikte 566'ya yükseldi.
İsrail'in iddialarının aksine ölenlerin üçte biri, sivil ve çocuklardan
oluşuyor
Engin Karaca

Yorumlar
Yorum Gönder