Ana içeriğe atla

Siyonist Kardeşlik.

Kardeş Bunlar Alman Cumhurbaşkanı GAUCK daha uçaktan inmeden AXEL SPRINGER'in ortağı olan HÜRRİYET, gereğini yine yapmıştı!



Kardeş bunlar!

Savcıların karşısında yazdıklarınızdan dolayı saatlerce ifade vermek, kendinizi savunmak ve yazdıklarınızın arkasında durmak bizim mesleğin olmazsa olmazlarındandır!

Dün de öyle bir gündü! İçinde hakaret olmayan ancak Türkiye'nin uğraştığı YAPI ile ilgili bilgilerin bulunduğu yazılar nedeniyle neredeyse günü adliye koridorlarında tamamlayacaktık!
Türkiye böyle bir yerdir!

Ezberlerin üstüne gittiğinizde başınız dertten kurtulmaz!
Bize her şeyin TESADÜF olarak öğretildiği bu ülkede hiçbir şey kendiliğinden olmaz! Her şey bir plan dahilindedir! Ama MEDYA bunlara sırtını döndüğü için büyük kitleler gerçekle buluşamaz!

Alman Cumhurbaşkanı GAUCK daha uçaktan inmeden AXEL SPRINGER'in ortağı olan HÜRRİYET, gereğini yine yapmıştı!
Pazartesi sabahı piyasada olan gazetede manşet "DOSTLUK DUVARI'ydı!

İlişkilerin gereği olsa gerek bizimkiler hemen Almanlar'ı Türk dostu ilan etmişti! Haber de ilginçti!

Berlin'de Türk mahallesi olarak bilinen KREUZBERG'e NAZİLER girmeye kalkmış ancak sağduyulu ALMANLAR "Naziler dışarı!" sloganlarıyla etten duvar örmüştü! İŞTE MEDYA BU İŞ İÇİN VARDI!
Ortayı yapar, gerçek patronun golü bulması için zemin hazırlardı!

Bu TÜRKLER'in bildiği ve kullandığı bir yapı değildi! Zaten bu nedenle dünya MEDYASININ yüzde 90'ına yakınını YAHUDİLER kontrol ediyordu! Psikolojik operasyonlar bu kanallardan atılan işaret fişekleriyle yapılırdı!

Peki Alman Cumhurbaşkanı Gauck'un gözlerimizin içine baka baka hakaret etmesini isteyen kimdi?

İşte PÜF NOKTASI burasıydı! Bunu isteyen, logosunun altında "Türkiye Türkler'indir" diye yazan gazetenin ortağı AXEL ailesiydi!
Büyük bir başarı hikayesi yazarak MAKİNİSTLİKTEN medya devi meydana getiren Axel Casar Springer 1912'de doğdu, 1985'te öldü!
Çok önemli bir isimdi!

Değişik ilişkilerin tam ortasında olan ilginç karakterlerden biriydi!
İlginçliği yaptığı işlerden değil ŞİRKETLERİNE KOYDUĞU ANAYASADAN geliyordu!

1985'te ölümünden sonra, özellikle Almanya'nın birleşmesi ve 2001 İkiz Kule saldırılarının ardından bazı maddeler değişiklik gösterse de ANAYASA değişmiyordu!
Axel'in bir adım geri adım atmadığı ve esnemesine izin vermediği ANAYASADA ne diyordu acaba!
Hemen özetleyelim!

Almanya, Batılı milletler ailesine ait bir ülkede özgürlük ve hukuku destekler. Avrupa'nın birleşmesi ve ilerlemesi için çalışır...
Yahudiler ve Almanlar arasında uzlaşmayı teşvik eder! İsrail Devleti'nin hayati haklarını sonuna kadar korur!

Transatlantik ittifak ve özgür ülkelerin ortak değerlerini önemser!
Amerika Birleşik Devletleri ile dayanışma için gereğini yapar...
Her türlü siyasi aşırılığı reddeder... (Müslümanlık AŞIRI tanımına giren etkenlerden biridir)
Piyasa ekonomisini canlı tutar...

Peki Türkiye'ye gelen SOL KARŞITI papaz cumhurbaşkanı ne dedi!
İsim vermeden 17 Aralık darbesine karşı kesin tutum sergileyen Ankara'yı eleştirdi!

Kendi ülkelerinde PARA AKIŞLARINA karışmadıkları YAPIYI Müslüman, ama ANADOLU'daki samimi insanları ise AŞIRI buluyorlardı!
Anayasa'dan gelen ayrıntı yani!

Bu nedenle polislerden, savcılardan, hukuktan, özgürlükten sözetti!
Ama DİNLEMELERDEN, TAKİPLERDEN, BÖCEKLERDEN, ŞANTAJLARDAN, MONTAJLARDAN kaçtı!
İstedikleri HUKUK onların işine gelendi!

Yönettikleri medyanın operasyonları tutunca basın özgürlüğü, tutmayınca baskı oluyordu!
İstedikleri yerine gelince Türkiye'de demokrasi vardı! Yok, önlerine biri çıkarsa onun adı DİKTATÖR'dü!

Bakın! Osmanlı, İngiliz-Alman çekişmesinin kurbanı oldu! Fransa güçten düşüp kenara çekilince ortalık bu iki güce kaldı! ORTADOĞU petrolleri için kapımızdan içeri girip bizi diz çöktürdüler!

Basra-Bağdat-Hicaz demiryollarını Almanya'ya taşımak, bağlamak istediler! Amaçları buralardaki zenginliği kendi ülkelerine aktarmaktı! Savaşın ve kavganın temelinde de bu yatıyordu!
O gün yaşananların bir benzeri başka şekillerde sürüyor! Amaç yine orada kimin borusunun öteceği...

Ve bu mücadelede hiçbiri TÜRKİYE'yi masadaki aktörlerden biri olarak görmüyor! Türkiye onlar için, her daim içerisi karıştırılan, ekonomik krizlerle çökertilen ve değişik yapıları kullanarak kontrol altına alınan bir ülke!

Bunun dışına çıkıldığı için geliyorlar!

Başka başka hesaplar için gelseler de hedefte biz varız!
Alman Cumhurbaşkanı papaz Gauck, 17 Aralık'ı savundu aslında!
Söylemeden söyledi!

Çünkü sokaktaki sıradan insanlar bu papazın AXEL üzerinden Amerika'ya ve oradaki YAHUDİ BARONLARA bağlı olduğunu bilmiyor!
Televizyonda gördüğü adamın Almanlar'ın temsilcisi olduğunu düşünüyor! İşte bizim en büyük eksiğimiz bu!

Elbiselerle uğraşırken içindeki karakterlere bakmıyoruz!
Konuşana bakıyor ancak konuşturanı es geçiyoruz!
Unutmayın!

Eğer biri çıkıp Türkiye hakkında ileri geri konuşuyor ve özellikle ÖZGÜRLÜK vurgusu yapıyorsa kara listeye alın!

İnceleyin, hak ederse serbest bırakın!
Etmezse bilin ki hesabı başkadır!

Dönelim başa!

Ne demişti gazete! DOSTLUK DUVARI! İki mesaj birden yani! Hem Almanlar hem YAHUDİLER Türk'ün dostu!
Mavi Marmara'da atacak manşet bulamayanlar haberimiz olmadan bizi kimlerle DOST yaptı!

Peki şimdi bütün aktörleri sıralayalım...
Almanya ve Cumhurbaşkanı
O yapı!
Axel Spinger
İsrail
İçerideki ortak!
Nasıl ilginç değil mi?
Başka başka da görünseler hepsi KARDEŞ!
UYANIN!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kıbrıs Fatihi Ecevit Mi Erbakan Mı?

Kıbrıs Fatihi Ecevit Mi   Erbakan Mı? İngiliz Ulusal Arşiv belgeleri, Kıbrıs Harekatı'yla ilgili bilinmeyenleri ortaya döktü. Belgeler de Kıbrıs'ın Ecevit mi yoksa Erbakan mı olduğu da ortaya konuyor. İngiliz Ulusal Arşiv belgeleri, kamuoyunda bilinenin aksine Kıbrıs Barış Harekatı'nın mimarının merhum Başbakan Bülent Ecevit değil dönemin Başbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan olduğunu ortaya koyuyor. Doktora çalışması için girdiği İngiliz Ulusal Arşivi'nde tam 10 yıl boyunca çalışan Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Sıtkı Bilgin, Kıbrıs Barış Harekatı ve sonrasında yaşananlara ilişkin çok ilginç ve bugüne kadar hiç anlatılmayan konuları içeren belgelere ulaştı. "Büyük Güçler, Türkiye ve Kıbrıs Meselesi (1967-1975)" başlıklı TÜBİTAK projesi için 2005 ve 2006 yıllarında altı ay İngiliz Arşivleri'ni tarayan Bilgin, bu önemli belgeleri ilk kez star Pazar'a açıkladı... Harekatın mimarı Erbakan İngiliz Ulusal Arşiv bel...

11 Eylül Gerçeği.

11 Eylül'ün Sırları Dünya Ticaret Merkezi kulelerinin, uçakların çarpmasının ardından çökmesi halen Dünya’nın en karanlık olayı olarak karşmızda duruyor. İşte dehşet verici kanıtlar, görgü tanıkları, ifadeler, fotoğraflar, belgeler ve büyük yankı uyandıran Türkçe altyazılı belgesel. 11 Eylül 2001 günü meydana gelen olaylar Yerel Saatle 08:46:30 da bir uçak Dünya Ticaret Merkezi Kuzey Kulesi 94.-98. katları arasına kulenin kuzey tarafından çarptı. Bina çarpmadan 102 dakika sonra yıkıldı. Dünya Ticaret Merkezi Güney Kule'ye çarpan uçak Yerel Saatle 09:02:59 da ikinci bir uçak Dünya Ticaret Merkezi güney Kulesi 77.-85. katları arasına kulenin güney tarafından çarptı. Bina çarpmadan 56 dakika sonra yıkıldı. Pentagon'a çarptığı iddia edilen uçak Yerel Saatle 09:37:46 da Pentagon'a üçüncü bir uçağın çarptığı açıklandı. Olay yerinde herhangi bir uçak enkazına rastlanmadı. Resmi açıklamaya göre uçağın jet yakıtıyla yanıp kül olduğu şeklindedir....

Gerçek SOMA

ŞEYTANIN BİLE AKLINA GELMEZMİŞ ŞEYTANIN BİLE AKLINA GELMEZMİŞ  (okumayan kalmasın.) Diyor ki; “bunu şeytan bile düşünemez!”. Peki nedir o şeytanın bile düşünemeyeceği? Soma faciasının bir sabotaj olması! Böylece Gezi’nin yıldönümü  yaklaşırken sokakların yeniden karıştırılmak istenmesi! Beyefendi sanırsın ki uzayda yaşıyor. Bu ülkede bu ihtimal, beşikteki bebeğin bile aklına gelir. Amma, “Acaba sabotaj olabilir mi?” diye sormaya kalkarsan lafı ağzına tıkarlar. Dahası linç ederler, ediyorlar da. Ne şeytanlığın kalır, ne bilmem nen. Tek dertleri Erdoğan’ı “dövmek”! Sabotaj olursa dövemeyecekler. Vah ki vah! 17 Ağustos depreminde Veli Göçer’i hedef tahtasına oturtmuşlar, depremin faturasını sanki memleketteki tek müteahhit oymuş gibi kendisine kesmişlerdi. Çünkü o gün işlerine öyle geliyordu. Ne diyorlardı? “Ucuza mal etmek, daha çok kazanmak için çimentodan, demirden çaldı”. Peki ya Alp Gürkan! Yo o masum! Hatta o da bu facianın kurbanı. Bak sen! Koro halinde Alp Gürkan’ı...